16 Mayıs 2008 Cuma

Ajda Pekkan 'Gülen Boya'ya ne yapar?

Bıçak sırtı bir konudur şöhret kullanmak.
80’li yıllarda bir yatak çarşafı üreticisi
Ajda Pekkan’ın fotoğraflarını
çarşaf ve nevresimlerinde kullandı. Daha doğrusu kampanyayı bu fikre yasladı.
Hiçbir kadın Ajda Pekkan’ın fotoğraflarının yer aldığı bir yatak çarşafında

yatmak istemedi ve marka (firma) yok oldu.
Satın alma kararını veren de kadın olduğuna göre, sonucun başka türlü olmasını beklemek mümkün mü?

Şimdi gelelim ‘Gülen Boya Elegans’ reklamına.
Gülen Boya, Ajda Pekkan’la boyacı ve nalburların yanı sıra önemli bir hedef kitle olan kadınlara da ulaşmak istediğini söylüyor.
Yan yana gelmesi zor farklı hedef kitlelere Ajda Pekkan’la ulaşmak!
Bir taşla üç kuş beklentisi genellikle reklamverenin en büyük yanılgısıdır.

Reklamcı da buna ‘hayır’ demez ise bedelini marka öder.

90’lı yıllarda reklam hizmeti verdiğimiz lider bir boya firmasının yetkilileri şöyle demişti:
“Boyada kararı boyacı verir. Siz ağzınızla kuş tutsanız ne kadın, ne de parayı ödeyen erkek bu kararı etkileyemez.”
O yüzden yıllarca sevimli, babacan, çok bilmiş pek çok boyacı boya reklamlarında bize hangi boyayı seçmemiz gerektiğini söyledi.

Bu durumun değiştiğini söylemek zor. Diyelim oldu. Yeni hedef kitle ‘kadın’ Gülen boya ile duvarlarının ‘yıllarca genç kalacağı’ vaadine inandı ya da Ajda Pekkan’la özdeşleşirim gizli mesajını aldı.
Şimdi sorum şu: Boyacı geldi ve dedi ki; “Abla sen bilirsin ama üç gün sonra boyalar çatladı, soldu, aktı dersen karışmam.”
Sizce sorumluluğu alır mı kadın? Hedef kitle kimmiş? Bir daha söyleyin.

Radyo reklamı ise reklamın sağlamasını yapıyor adeta.
Evin reisi erkek Reklam Öz Denetim Kurulu’ nu arayıp Ajda Pekkan’lı ‘Gülen Boya’ reklamını ‘ güya’ şikayet ediyor.
Ama ne sahici ne de inandırıcı olamıyor.
Zaten Gülen Boya, Elegans, Ajda Pekkan Colors gibi çok kavramlı,
çok dilli kaotik bir durum var.
Peki biz şimdi ne yapalım?
Markamız ne? Nerede duruyor? Hangi dili konuşuyor? Kime, nasıl ulaşıyor? Of… kafam karıştı.
Şunu bir netleştirsek, sonra ‘Ajda Pekkan’ı kullanmak inandırıcıdır, değildir’ gibi popüler söylemlere bende katılırım, tabi gerek varsa!

Meriç Koloğlu