24 Şubat 2008 Pazar

Vodafone Ebelendi...

Osmanlı tokadı bu kez reklama ve reklamcıya patladı. RTÜK Vodafone'u ebeledi. Sormamız gerekiyor artık, sahiden mizah mı cezalandırılıyor yoksa reklam da korkulacaklar listesine mi eklendi.

Hani şu genç kızları dansöz olmaya özendirdiği için yayından kaldırılan reklam filminden bahsediyorum. Ne yumuşak karnımızdır şu dansöz meselesi, döndü dolaştı gelip reklamı da vurdu.

Vodafone reklamını sempatik bulmayabiliriz, ama kabul edelim ki abartılmış uç durumları mizahla harmanlayarak veren bir cin fikir.
Bu durumlar çok mu abartılı? Ne olmuş öyleyse de!
“Reklam bir abartı sanatıdır” desek affedilir miyiz?
Ya da ünlü “Gülün Adı” kitabındaki, ortaçağın mizahtan korkulan günlerine mi dönüyoruz diye sorsak?
Peki biz Nasreddin Hoca'ya sahip bir millet değil miydik. Ne oldu?
Komşusunun kazanına el koyan (… mış gibi yapan) Nasreddin Hoca'nın birilerini hırsızlığa özendireceği bugüne kadar kimsenin aklına gelmemişti.
Bu korku, cin fikirli hocanın bile aklına gelmezdi ki.
Kafasını iki yana sallayıp “tövbe…tövbe” dediğini duyar gibiyim.

Komplo teorileri yeni bir sektör buldu.
Peki şimdi biz ne mi yapalım, mizahtan korkan, reklamı cezalandıran bu bakışı nasıl karşılayalım. Dinimiz neyi emrediyorsa onu elbette.
Çevirin öbür yanağınızı.

Meriç Koloğlu
21-02-2008

2 yorum:

gezgin anne ve uzaklar dedi ki...

Valla pek güzel bir yazı olmuş. Vadafonun o reklamını hatırlayamadım ama tarifinden ben yeniden reklamı kafamda oluşturdum bile. İfadelerin çok hoş...yumuşak, espirili. Kızsan bile dikenli değil.
Başka yok mu bu yazılardan?

Unknown dedi ki...

"Vodafon kampanyası son dönemde en çok dikkat çeken, dile dolanan reklam
kampanyası bence. Dansöz reklamının kaldırıldığını sizin Blog'unuzdan
öğrendim. Artık bunlara alışmaya mı başlayacağız? Türkiye'de bazı şeyler
yavaştan, bir şey olmaz diye diye mi kabul edilmeye başlandı? Buna da şükür
mü demeliyiz? Yazınızı çok beğendim, yenilerini dört gözle bekliyor
olacağım.
Bürçin."