27 Mart 2009 Cuma

Habertürk'ün "büyük" gazete reklamı

Habertürk reklamı iddiasız bir “iddia” taşıyor. İlk kez bir gazete; lansmanında çığırtkanlık yapmıyor, doğru haber, gerçek gazetecilik
gibi artık hiç kimseye bir şey söylemeyen klişe kavramları kullanmıyor, diğer gazetelerin hiçbirine sataşmıyor ve onların zaafları üzerine bir strateji kurmuyor.
Reklam, Habertürk’ü “Gelmiş geçmiş tek değişik gazete” olarak konumlandırıyor. Bunu yaparak diğer tüm gazetelerin de aynı olduğunu söylüyor. Buradaki “aynılık” metaforik aslında.

“Dünya hiç durmadan değişiyor ve Türkiye hep o bildiğiniz gazeteleri okudu” diyerek, bütün gazeteleri hem aynı kefeye koyuyor, hem de onların değişen dünyaya ayak uyduramadıklarını ima ediyor.
Bunu da büyük küçük demeden, eski yeni ayırmadan bütün gazetelere saygılı bir selamlama ile yapıyor.
Habertürk’ün reklamında takındığı bu “büyük gazete tavrına”
şapka çıkarmak lazım.

Reklamda en ustalıklı mesaj görüntü ile verilmiş. Siyah beyaz başlayan reklamın arka fonunda, dünyada olup biten hiçbir şey, sözlerde adları söylenen gazetelerin pek de umurunda değilmiş gibi bir çıkarsama yapılması istenmiş.
Klasik okurumuz, okuduğu gazete ile, dünyadan bihaber sanki.
Ama giderek renklenen reklamda Habertürk’ün gelmesiyle birlikte arkadaki görüntüler giderek yok oluyor. “Hepsi artık Habertürk gazetesinde” demek istiyor reklam.
Şimdilik gazete bu ustalıklı reklamın içini doldurmuş görünüyor.
Gazete gibi gazete olmak cesur bir karardır, bunu ustalıkla reklama taşımak da bir o kadar önemlidir. Ama bir gazetenin yaşayabilmesi için başka çabaların da gerektiğini hepimiz biliyoruz.
Bu nedenle en büyük görev okura düşüyor. Bağımlılıklarından kurtulmalı ve yeni olana şans tanımalı artık.
Habertürk bunu hak ediyor bence.

NOT: Habertürk logosunu noktasız yazma yanlışının düzeltilmesi için gazete iyi bir fırsattı, kaçırılmamalıydı.

Hiç yorum yok: